BAŞARI ÜZERİNE...
- Nevcivan Gökakın
- 10 Oca 2015
- 2 dakikada okunur

Başarı, üzerinde çok söz söylenen ve düşünülmesi gereken bir kavramdır. Tanımı kişiye göre değişebilir. Ayrıca, toplumca kabul edilen başarı tanımları vardır. Bir çiftçinin toprağı iyi işleyip o seneki mahsulü hedeflediği miktarda toplaması onun başarısıdır. Bir annenin çocuğunu ilgi ve sevgiyle yetiştirmesi onun başarısıdır. Kurumsal yapıda çalışan biri için, terfi almak işteki başarısını gösterir. Seçilmiş politikacı başarılıdır. Hastalarını iyileştiren doktor başarılıdır.Bazen çok kazanan sanayiciye, bazen de az kazanıp öğrencisine değer katan öğretmene başarılı denir.Örnekler çoktur ve görecelidir.
Bunların yanı sıra, modern şehir yaşamında işteki başarı ve özel hayattaki başarı pek çok yerde konu olur. İş hayatı ile özel hayat birbirinden ayrılır. Birbirinden bağımsız iki dünya gibi bakılır. Hatta işle özeli karıştırmamak gerektiği, özelde ne yaşanırsa yaşansın profesyonel iş hayatına yansıtmamak gerektiği ifade edilir. Bunun altında birlikte çalışılan kişileri ve kurumları mağdur etmeden, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek yatar. Mantıklı bir gerekçedir. Diğer taraftan eve iş getirmek de kişinin kendisini ve evdeki ilişkilerini zedeleyebilir. Bu da mantıklı bir gerekçedir.Hayat sadece mantık üzerine kurulu ise… Bazen ‘beynimizin sadece sol lobu olsaydı, nasıl olurdu’ diye düşünmekten kendimi alamıyorum.Ama gerçekte insan duygu ve düşünceleriyle bir bütündür. Bir tarafı bastırırsanız, belki yaratıcılığınızı belki de çözümlerinizi engelliyorsunuzdur. Denge , her şeyde olduğu gibi burada da önemli ve gereklidir.
İş ve özel hayatımızın dengede olmadığını varsayarak farklı köşeden bakalım. Örneğin,özel hayatımıza yönelik harcadığımız efor, işimizde harcadığımız eforla aynı miktarda olsun… Hayal edebildiniz mi? Ne oldu? Bu ne demek?

Eğer işinizde başarılıysanız aynı başarıyı evde de gösterebilirsiniz… Çünkü eviniz de en az işiniz kadar önceliğiniz oldu. Diğer taraftan bakarsak, özel hayatınızda başarılı iseniz aynı başarıyı işinizde de gösterecek güce sahipsiniz.
İki tarafta da başarısızım diyenleriniz varsa ve bir yerden başlamak gerektiğini düşünüyorsanız, bu yazı belki sizi daha çok ilgilendirebilir.
(Siz değilseniz kim? Şimdi değilse ne zaman?)
Tüm bunları niye konu ettim? Bir kez daha ‘neye zaman ayırıp, neye özen gösterip, nerede hedef belirleyip ilerliyorsak işte orda iyi olabiliyoruz’ demek için.

Aslında hepimizde bu potansiyelin doğuştan olduğunu ifade etmek için. Yeter ki isteyin. Yeter ki görmek isteyin, gördüğünüzü harekete çevirmek isteyin.
(‘Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir’ İbn-i Sina)

Çevrenizdeki çok sayıda uyarıcıyı bir an için bloke edin ve ne istediğinize bakın. Yapmak kolay değil belki ama basit. Önceliklerinizi belirleyip bir plan dahilinde hareket etmek, yılmamak ve biraz cesaret, başarının temel anahtarlarıdır. Evde ya da işte veya her ikisinde de, fark etmez. Mükemmelsiniz, potansiyeliniz var, niye olmasın?
Kimse kimseden daha iyi değil aslında, sadece bazılarımız daha çok istiyor. Önemli olan, neyi öncelikli istediğinizi belirlemektir. Haydi buradan başlayın.
Nevcivan Gökakın
Yönetici Koçu, Takım Koçu
NCG Coaching